Plakous

Metro Kültür Yayınları tarafından yayınlanan Gastro dergisinin "Yediğimiz, Ekmek..." adlı kitabına bugün göz atma fırsatı buldum. Gastro dergisinin içeriği çok başarılı ve fiyatının diğer dergilere göre inanılmaz ucuz olduğunu söylemem gerek. Kişisel araştırmalarım için oldukça faydasını göreceğime inanıyorum. Bir konu hakkında araştırma yaparken olayın özeti için internetten sonuna kadar faydalanıyorum ama kitaplardan bilgi edinmek, derlemek başka bir şey!

Dayanamayarak daha kitabın tamamını okumayarak bir şeyler paylaşacağım. Kitabın 8. bölümü "Bir kültür öğesi olarak pizza, pide, pita..." Mehmet Ali Kılıçbay tarafından yazılmış. Ekmeğin bütün tahıl uygarlıklarında ortak bir öğe olduğunu belirten Kılıçbay (s. 120), ekmeğin bir uygarlık nesnesi olduğunu ancak buna rağmen dünya üzerindeki ekmek çeşitlerinin çokluğundan bahseder. Dünyanın her yerinde, yöresinde ekmek yapılır. Temelinde un, su, maya, tuz olur. Bazen mayasız olur ekmek. Bazen süt katılır. Baharatlarla çeşnilendirilir. Şekli farklı olur, formülasyonu kıvamını farklılaştırır. Pişirme teknikleri farklı olabilir... Sonuçta ortaya ekmek çıkar. Kılıçbay, yazısında dünyanın her yerinde üretilen mayasız, yassı ekmekten söz eder; focaccianın atası olarak kabul edilen plakoustan, yassı ekmek türü olan pizzadan ve fonetik ve içerik olarak pek de fazla değişkenlik gösterdiğini düşünmediğim pideden ve pitadan bahsediyor. (s.121)

İlgimi çeken hoş nokta tamamen bize yabancı gibi duran bir yiyeceğin aslında hiç de yabancı olmadığı... Mesela ilk defa Kılıçbay'ın yazısında duyduğum plakousun pizzanın atası olması ama ondan önce bugünlerde Türkiye'de de sıkça karşımıza çıkan focaccianın olması ve plakousun bildiğimiz pide olduğunun farkına varmak heyecan verici değil mi?!

Bu bilgiyi bu yüzden hızla paylaşmak istedim. Nice bilgiler için de gazı aldım... :)



Yediğimiz, Ekmek...
Metro Kültür Yayınları Gastro Dizisi, s. 119-131

Yorumlar

Popüler Yayınlar