Kutsal Bal / Sacred Honey

-->
Hep vardı ve dilerim ki hep olacak...
Dünya üzerindeki tüm medeniyetlerde, tüm inanışlarda balın özel bir yeri olması balın kutsal bir besin olduğuna işaret ediyor. Mayalar’ın kutsal kitabı “Popol Vuh’a”da, arının insanlığı bilgisizliğe karşı aydınlatmak amacıyla dünyaya geldiği anlatılıyormuş. Eski Mısır’da balın Güneş Tanrısı Ra’nın gözyaşı olduğuna inanılırmış. Kur’an-ı Kerim’de bahsedilmiş olan bir cennet tasvirinde “baldan ırmaklar” olduğu yazar. 
Balın içinde yer aldığı tarihçeyi yazmak, anlatmak, yaşamak mümkün değildir.  Akla gelebilecek tüm antik ve modern medeniyetlerde bal ya Tanrı’ya veya Tanrılar’a sunulmuştur ya da Tanrı’ların insanlara vaadettiğidir...  Aslında arı ve bal insanoğlundan 20 milyon yıl öncesinde de var.  İnsanlık, başından beri bal tüketiyor.
Bal, temizlik ve saflığın; bereket ve bolluğun; ebedi hayatın ve ölümsüzlüğün sembolüdür.  Kutsallığın ötesinde gerçek dünyada, gündelik hayatta da baldan yapılan içkiler içilir, ballı ilaçlar yapılırmış. Mesela, Antik Roma’da “mulsum” denilen şarap ve bal karışımı içkinin reçetesini uygulamak çok basit:
120 ml bal, 750 ml beyaz şarap
Balı ısıtıp için beyaz şarabı ekliyoruz. İyice karıştırıp karışımı bir şişeye alıp. Soğutup, servis ediyoruz. 

Yukarıdaki tarif “mead” adı verilen bal şarabıyla karıştırılmamalıdır.  Mead, fermente bal ve sudur.  Şarap ve biradan çok daha önce keşfedilmiştir. Bal şarabı farklı isimlerle farklı medeniyetlerde karşımıza çıkmıştır.  Mead, hidromel, balché isimleri bal şarabına çeşitli bölgelerde verilmiş isimlerdendir.
Bal, antibakteriyel özelliğinden dolayı içinde mikrop üremesine izin vermediği için özellikle boğaz enfeksiyonları, mide rahatsızlıkları, yanıklarda oldukça etkilidir.  Sindirimi kolay olan bal, diğer besin maddelerinin emiliminin daha iyi olmasını sağlar, böylece besinlerden alacağımız fayda maksimuma çıkar. Antibakteriyel olmasına rağmen balın 1 yaşından küçük çocuklara önerilmediğine dair bir yazıyı yıllar önce  bir dergide okumuştum. Bal araştırmamda daha detaylı olarak karşıma çıktı ve özellikle bu bilginin bu yazıda paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Clostridium Botulinum bakterisi özellikle konservelerde bulunma ihmali olan oksijensiz ortamda yaşayabilen bir bakteri türüdür. Bebeklerde ortaya çıkan “bebek botulizmi” ne yazık ki ölümcül olabilecek kadar ciddi bir hastalıktır. Bebeklerde durumun daha ciddi olmasının sebebi 1 yaşından küçüklerin bağırsak florasının tam gelişmemesinden kaynaklanıyor. Yukarıda balın antibakteriyel olduğundan sözetmiştim. Evet, antibakteriyel ancak balda spor formunda bulunabiliyorlar. Bakteri konusuna fazla hakim olmadığımdan besin zehirlenmeleri ve botulizmi araştırmanızı önerebilirim.
Buraya kadar bir şekilde baldan bahsettim, peki bal nedir? 
“Bal arısının bitkilerin çiçeklerinde bulunan nektarları veya bitkilerin canlı kısımları üzerinde yaşayan bitki emici böcek salgılarını toplayarak kendine özgü maddelerle birleştirip petekte depoladığı, açık sarıdan koyu kahveye kadar renk değişikliği gösteren, koyu kıvamlı tatlı doğal ürünüdür.” Yrd. Doç. Dr. K. Kaan Tekinşen – “Doğanın Mucizesi Bal” Ballı Yazılar sf. 36.
Bal, doğanın bir mucizesi. Şeker ve aromalar binlerce bitkiden toplanarak peteklere bırakılıyor. Bir arı nektar ararken çiçekte çiçeğe polen taşıyarak bitkilerin üremesini sağlayaraktan bir doğa düzeninin devamında görev alıyor. Kendi kolonisinin devamlılığı için besin araması doğada nice tehlikeleri göze alması demek ayrıca biz insanlar için de...
Bal, standart bir gıda maddesi değildir. Arının ziyaret ettiği çiçeklerin hepsinin farklı aroması vardır. Farklı iklimlerde ve coğrafyalarda değişiklik gösterir.  Malesef, sadece şekerli suyla beslenen arılarda standart tadı tutturma imkanı vardır. Bu şekilde üretilen balın pek bir faydası yoktur.  Farkını anlayabilmek ne yazık ki çok zordur. Bundan daha da kötüsü piyasada yapay bal da bulunması. Tüm kaynaklarda genel olarak bal üç bölümde sınıflandırılmış:
            Doğal Bal: Ticari olarak piyasada bulunan bazı markalar doğal balın miktarını çoğaltmak adına içine şeker şurubu, su, nişasta gibi malzemeler ekleyebiliyor.
            Şekerli Bal: Kovanların önüne şeker şurubu konuyor ve arıların uzağa gitmesine gerek kalmıyor. Özellikle mevsim çiçeklerden nektar toplamaya uygun olmadığında bu yola başvuruluyor.
            Yapay Bal: Yapay olarak üretilmiş bal. Şeker şurubu, su, nişasta, boya, aroma gibi faydasız tüm katkı maddelerinden hazırlanmış, arıdan çıkmayan şey.
Ben petek balı sevenlerdenim. Ama sanırım en son 2 yıl ya da daha fazla zaman önce gerçek petek balı yemiştim. Genelde üreticiler hazır petek kullanıyorlar ve yediyseniz çiğnedikçe ağızda büyüyen, kötü kıvamının rahatsız edici olduğuna katılıyorsunuzdur.  Bu yüzden petek balı almanın anlamı yok. Bazı üreticilerin websitesinde peteklerin de arılar tarafından yapıldığı belirtiliyor, ufak bir araştırmayla şans verilmeli. Yazının sonunda karşıma çıkan üreticilerin internet adreslerini vereceğim.
Balın bozulmayacağını hatırlatmak isterim. Balın içindeki de bozulmaz. Osmanlı Dönemi’nden geçen eski Türk filmlerinde “getirin bana kellesini” diyen bir padişah vardır hep. Padişah İstanbul’da, kelle Bursa’da. Nasıl gelecek o kelle? Çürür, kokar, bozulur... Hayır, kelle bal dolu bir kese içine konuluraktan muhafaza edilir ve padişaha sunulur... Mısır’da mumyalanan firavunlar da aynı şekilde balın için bekletilir.
Balın bozulmayacağından bahsediyordum, evet bozulmaz. Isıtıldığında kalitesi düşer yani besin değeri eksilir ama bozulmaz. Kristalize olabilir ama bozulmaz. Bal kaliteliyse kristalize olan balı ağzınıza attığınızda hemen eriyecektir. Ayrıca iyi balın donacağı söyleniyor. Donmuş bal, ağzınızda toz şeker varmış gibi kıtırdıyorsa o bal şeker balıdır. Balın renginin koyuluğu içeriğindeki mineral miktarıyla orantılıdır.  
Piyasada çam balı, çiçek balı, kestane balı sıklıkla bulunmaktadır. Ballı Yazılar kitabındaki makalelerden birinde “Oğul Balı” denilen, yavru arıların yaptığı beyaz renkli ve yüksek kaliteli baldan bahsediliyordu.  Bir de “deli bal” denilen karadeniz bölgesinde toksik bir çiçek türünden toplanan bal var ki hiç faydalı değil. Aman aman! Kestane balının da fazla tüketilmemesi gerektiği içeriğinde bu bitkinin nektarından olma ihtimalidir.
Bal yiyin. İyisini yiyin. Ben her sabah, özellikle de kışın bir tatlı kaşığı balı mutlaka yerim.  Öksüren birini gördüğümde bir tatlı kaşığı bala, yarım çay kaşığı zencefil öneririm. Öksürüğün şiddetine göre oranı arttırırım.

Siirt Pervari Balı :
Artvin Balı:

Kaynak: “Ballı Yazılar” Metro Gastro Dergisi eki



 
-->

English summary:
Sacred honey. It was there before the mankind. In every religion and civilization honey was divine and curative. Throughout the history of the mankind it represents purity, wealth, blessing, eternity... Mayan’s holy book “Popol Vuh’a” says that bees are sent for enlightment against ignorance. During the ancient Egypt it was believed that honey was the tears of God Ra. And in Quran it says that there are honey flowing rivers in the Heaven.

Today, there are lots of brands which are producing/selling honey. Unfortunately it is not easy to trust companies; as we all know that they are not pure or real honey. Mostly honey producers feed the bees with sugar syrup. Well, still it transformed into honey with the help of a bee family but it doesn’t have that divine and curative efficacy. So it is meaningless to consume that honey. Unfortunately, there are also artificial honeys in the market which are consist of sugar syrup, food coloring, starch... If you don’t pay a fortune for your honey you cannot eat real honey.

In Turkish version i mentioned about the things above with a little bit more detail...  Hope it will help you to search on real honey.


Yorumlar

  1. Bal şerbeti de güzeldir, tavsíye ederim.

    YanıtlaSil
  2. evet, denemiştim... soğuk soğuk gidiyor :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar